Neşet Günal 1923 tarihinde,Nevşehir'de doğmuştur. Ailesinin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan dolayı ilkokulu Şereflikoçhisar'da yaşayan dedesinin yanında tamamlamıştır. Ortaokulda yeniden Nevşehir'e dönen Neşet Günal okulunun son senesinde tanıştığı Kemal Zeren'in onu yönlendirmesi sonucunda Güzel Sanatlar Akademisi'ne kaydolmuştur.
Aynı kişi sanatçıya Belediye bursu alınmasına da önayak olmuştur. Böylelikle Günal'ın henüz ilkokul yıllarında doğayı ve insanları resmetme yetenek ve arzusu bir eğitimle temellenmeye başlamıştır. 1939 yılında başlayan ve yaklaşık yedi yıl süren Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki eğitimi süresince sanatçı,Nurullah Berk,Sabri Berkel ve Leopold Levy'nin atölyelerinde çalışmıştır. Yine Akademi'deki bu atölyelerde Nuri İyem,Turgut Zaim ve Avni Arbaş ile olan dostlukları belki düşünsel anlamda onlardan etkilenmesine neden olmuştur. Sanatçı Akademi'de geçen bu yıllarını bize bir ropörtajında şöyle açıklamaktadır: "Akademi'deki yıllarımız savaş dönemine rastladı. Belli yoksulluklar içindeydik...İyi arkadaşlık ilişkilerimiz vardı... Çok heyecanlıydık... Tutku ile çalışırdık bir şeyler öğrenmek için... Kitaplıkta bugünküne göre yararlanacak çok az kaynak olmasına rağmen, elimizin altında ne varsa onu yutarcasına okurduk...Modellerden resim yapma imkanı doğmuştu..."(1)
Aynı kişi sanatçıya Belediye bursu alınmasına da önayak olmuştur. Böylelikle Günal'ın henüz ilkokul yıllarında doğayı ve insanları resmetme yetenek ve arzusu bir eğitimle temellenmeye başlamıştır. 1939 yılında başlayan ve yaklaşık yedi yıl süren Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki eğitimi süresince sanatçı,Nurullah Berk,Sabri Berkel ve Leopold Levy'nin atölyelerinde çalışmıştır. Yine Akademi'deki bu atölyelerde Nuri İyem,Turgut Zaim ve Avni Arbaş ile olan dostlukları belki düşünsel anlamda onlardan etkilenmesine neden olmuştur. Sanatçı Akademi'de geçen bu yıllarını bize bir ropörtajında şöyle açıklamaktadır: "Akademi'deki yıllarımız savaş dönemine rastladı. Belli yoksulluklar içindeydik...İyi arkadaşlık ilişkilerimiz vardı... Çok heyecanlıydık... Tutku ile çalışırdık bir şeyler öğrenmek için... Kitaplıkta bugünküne göre yararlanacak çok az kaynak olmasına rağmen, elimizin altında ne varsa onu yutarcasına okurduk...Modellerden resim yapma imkanı doğmuştu..."(1)