22 Aralık 2008 Pazartesi

NURİ İYEM (1915-2005)


Bu ortamda bundan sonra ''Sanatına Saygıyla Eğildiklerim'' etiketi altında,
bazı sanatçıların eserlerine ve biyografilerine yer vermeye karar verdim...
Hem kendi gelişim sürecime katkıda bulunacağını düşünüyorum hemde güzellikleri sizinle paylaşmak istiyorum ....
İlk önce NURİ İYEM 'e yer vermek istememin en başlıca sebebi;
Üniversite yıllarında, İzmir Güzel Sanatlar Müzesinde, o muhteşem çalışmalarından birini görmem ve çok etkilenmem...O kocaman, hüzünlü gözler ve ardındaki derinlik....Anadolu kadınının fedakar hali...
''Nuri İyem Türk resim sanatının en büyük ustalarından birisidir. Sanatla dolu ömrünü, çok sayıda değerli ürünle taçlandırmış ve Cumhuriyet tarihinin toplumsal, siyasi ve kültürel seyri içerisinde, bir sanatçı olarak var olmanın tüm zorluklarına rağmen kesintisiz olarak üretmiş, sergiler açmış, yazmış ve tartışmıştır. Nuri İyem'in hikayesi, sadece bir sanatçının oto- biyografik sunumu değildir, aynı zamanda gerçek bir onur mücadelesinin ifadesidir. 1915 yılında İstanbul'da doğan sanatçı, resme küçük yaşlarda duvarlara kömür kalemle yaptığı çizimlerle başlamıştır. Bir sağlık memuru olan babasının görevi nedeniyle çocukluğu Anadolu'nun farklı illerinde geçmiştir.''
Sanatçının yaşamı ile ilgili bu alıntının devamını www.lebriz.com adlı adresten bulabilirsiniz...
Yine güzellikleri paylaşmak adına...

11 Kasım 2008 Salı

Pembelerin en şekeri...


Şu gördüğünüz;
En pembesinden pembe,
En güzelinden güzel,
En tüllüsünden tüllü,
En şekerinden şeker,
köpüklere batırılmış bu süsler, canım yeğenimin doğumu esnasında hastanede dağıtılmak üzere,
anneciği ve yengeciği tarafından yapılmış...ben şimdilik fotoğraflarına bakmakla yetiniyorum...
ve tabii ki paylaşmak istiyorum (güzellikler adına) ...:)

28 Ekim 2008 Salı

teşekkür ederim

Arkadaşlar imza kampanyasına katıldığınız için hepinizi kutluyorum..

Sırf bloğumu hala kullanabildiğimin kanıtı olarak,
saçma sapan da olsa bişeyler yazıp durmaya karar verdim...
Piskopata bağlamış gibi görünebilirim ama gerçekten
bunun mantığını biri bana anlatsın yaaa...

26 Ekim 2008 Pazar

sizde protesto edin !

aşağıdaki linke tıklayın ve blogların kapatılması olayını protesto edin sevgili arkadaşlarım...

http://blogspotacilsin.wordpress.com/

REZALET

Sözlerime, eshefle kınadığım bu enteresan kapatma olayının,
kişisel haklarıma saldırı olduğunu düşündüğümü söyleyerek başlamak istiyorum.

Bu olayın neden, nasıl, neye dayanarak yapıldığını bilmek istiyorum.
Bu konuyla ilgili araştırma yaparken, bir gazetecimizin yazısı ile karşılaştım ve
bu yazının son bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum:

''Bu engellemelerin internet’i kullanmayı bilenler için hiçbir anlamı olmadığını, bu nedenle Türkiye’yi dünyada gülünç duruma düşürdüğünü, bizi ise utanç içinde bıraktığını söyleyerek kararı protesto ediyorum. Türk hukuk sistemi önce ‘bilişim’i bilip sonra hukukunu oluşturmalıdır.”
“Rüyalar da sansürlenebilir yakında, hayaller de...”
Anayasa Mahkemesi 20’den fazla parti kapatan bir ülkede, Diyarbakır Mahkemesi de blog’u yasaklar olur biter...''
Oral Çalışlar - Radikal Gazetesi
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=905191&Yazar=ORAL%20%C3%87ALI%C5%9ELAR&Date=26.10.2008&CategoryID=97

16 Ağustos 2008 Cumartesi

Kelebekle İzmir ! (1)

Bu sabah acaip dinç uyandım ve sabah kahvaltısında ağırlayacağım canım arkadaşım için hazırlıklarıma başladım...evet, kelebek bu sabah izmire geldi...tabi ki o gelirde ben onun görmeden yollarmıyım!
Bu güne ait güzel fotoğrafları ve yazımı eylül de burada bulacaksınız, şimdilik by...

4 Temmuz 2008 Cuma

sürpriz 1 :)

Size yakında güzel bir sürpriz yayınlayacağım...
Bu 1. adım:) Merak uyandırmak adına tabii kii!
Uzun zamandır sabırla bekliyorum, çünki telaşlı olmamamız gerektiğini bize ilk deneyimde öğretti..
Bekleyin anacığımm!

17 Haziran 2008 Salı

Çiğdem çitletelim!

Akşam yürüyüşü sırasında, yanımızdan geçen ve birbirleri ile gülüşen genç arkadaşları görünce aklıma, çocukluğum ve mahalle arkadaşlarım geldi...Ne güzeldi o zamanlar...
Akşam üzeri olduğunda mahalle kızları toplaşırdık ve elimizde kocaman çiğdem kağıdıyla çıtlata çıtlata sahile çıkar ve muhabbetin belini kırardık :)

Her akşam şortlarımızı çeker üzerine birer tişört atar ve gamsız bi şekilde çiğdem çitletirdik...
Okul arkadaşları ile buluşup onun bunun dedikodusunu yapar ve üzerine de birer dondurma yerdik...Bu yaz akşamlarının vazgeçilmez rutini idi...ve şahaneydi :)
Sonra yaşlarımız ilerledi, seçimlerimiz farklılaştı, hayatın gidişine göre herkes bir yerlere savruldu...Kimisi üniversite, kimisi iş hayatı, kimisi evlilik derken akşam buluşmaları, yıllar geçtikçe ertelenmeye veya özel randevularla paylaşılmaya başladı...

Her zamanki; gibi herşey zamanında güzeldi dedirtti bize hayat...Anılar sanırım bunun için var,
birden aklıma geliversin, beni o zamanlara götürsün ve o anki mutluluk tekrar zihnimin bir kenarında belirsin diye...

Her yaşananın bir güzelliği ve her yaşananın bir hüznü var değil mi?

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Memleket Hasreti

Memleket hasreti artık bende ayyuka çıktı dostlar...
Bu zamanlarda her yıl tekrarlanıyor aslında.
Bu tarihlerde, okullar çekilmiyor, işler çekilmiyor, kişiler çekilmiyor, hayat çekilmez oluyor ama oralara nasılsa bir ara, en azından tatil sırasında, gideceğimi düşündükçe o kadar mutlu oluyorum ki...

Hafta sonu beklediğim misafirim bana çok iyi gelecek:)
İlaç gibi gelecek bir doktor geliyor hafta sonu, eşimin ailesinin en sevimli üyelerinden biri ..
Çekirdek ailenin birinci kuşak son numarası...M.Enis

filamingo...izmir
dario moreno sokağı...izmir
kordon...çanakkale
konak...izmir

Bu fotoğrafları ben çekmeyi çok isterdim,
ve hatta aslında kendi arşivimde eşimin çektiği çok güzel izmir ve çanakkale fotoğrafları var ama;
onları evden yüklemem gerek ve ben o kadar sabırlı değilim :)

Bu fotoğrafları internetten buldum. Tabii ki kendi fatoğraf makinemden çıkanlarıda sizinle paylaşacağım ama bu başlangıç olsun....

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Farkındalık Çukuru

Hafta sonu nedense acaip bir sıkıntının içinde buluverdim kendimi,
herşey üzerime gelir olmuştu,
sürekli ağladım ve sürekli uyudum..

Sonunda da bunun normal olmadığının farkına vardım;
fakat o kadar kendi kendime yaşıyorum ki herşeyi,
bunu da kendim halletme telaşına kapıldım ama beceremedim :(

Beceremiyorum da....

Halim nicedir arkadaşlar!
İyi değilim, '' farkındalık çukurunda '' boğulmak üzereyim..farkındalık çukuru evet,
hayatımdaki birçok şeyi sorgulamaya başladım, belki kendi hatalarım ama insanları suçlamak istiyorum...Etrafımdaki herkese karşı o kadar özverili olmuşum ki şimdiye kadar,
vere vere vere bitmiş galiba..istihdap haddi doldu yani !

insan oğlunda bir gerçek vardır ya,
hep daha fazlasını isteme gerçeği...peki neden insanlar aslında karşılarındaki kişinin de isteklerinin olabileceğini düşünmez ve olabildiğince bencil davranır...

Sabah kelebek le konuştuk,
bloğuna yazdığı birçok şey nasılda örtüştü şu ruh halimle...
canım arkadaşım bana iyi gelmeye devam ediyor..:)

Tabi ki halime binlerce kere şükür,
neler yaşayan insanlar var..
Bunu atlatacağım ama umarım kendi kendime , ruhuma zarar vermeden başarabilirim...ben bu aralar gerçekten çok bunaldım yaaaa...

24 Nisan 2008 Perşembe

yaz gelsin !

Şu görüntüyü zihnimin bir kenarına kazımışım yıllardır...
Tesadüfen internette dolaşırken gözüme ilişti:(
Tabii ardından anılar debleşti:)

Yaz gelse, havada güneş kokusu olsa, deniz kenarında otursam, deniz kabukları arasa gözlerim, hatta yanımda okumak için bir kitabım olsa ve ben o kitabı hiç okuyamadan yaz bitse....

Yaz gelse, güneşin ısısını şöyle iliklerime kadar hissetsem, güneş gözlüklerimi takıp Göztepe de akşam üzeri yürüyüşleri, ardından gelen dondurma molaları ve gözgöz de çitletilen çiğdem keyfini yaşasam:)

Aşkımla bol bol Alsancak ta gezinsek, sevinç pastanesinde portakal sularımızı yudumlarken, 'acaba yanında bişeyler de yesek mi' diye düşünsek...

Akşam vakti olsa ve balkon sefası yapsak, ailecek otursak muhabbetin dibini kırsak!

YAZ GELSE.......:)

28 Mart 2008 Cuma

Artık büyüdük...

Hüzünlere karışınca anlıyor insan , yaşının büyüdüğünü..

Aldığım hüzünlü bir haberle , sarsılıverdi çocukluğuma dair anılarım.
Çocukluğuma ve mahalle arkadaşlarıma döndüm bu sabah , aldığım bu haberin sonunda.
Yakantop , istop , seksek gibi oyunları , kızlı erkekli , mahalle arkadaşları ile oynarken; sürekli kenarda durmayı tercih eden , ürkek gözler geldi birden aklıma.
O zamandan aklımda kalan ona ait tek şey o ürkeklik ve siyah gözler...Cihan..

O artık bu dünyada yaşamıyor..

Daha bebekken kalbiyle başlayan mücadelesinde , galip gelen malesef kalbi oldu...Geçirdiği kalp krizi sonucu bu dünyayı , eşini , çocuğunu ve İzmir i bırakıp gitti..Allah tan ona rahmet diliyorum.

Hayatın gerçekleri ile yüzleşmenin ne kadar zor olduğunu her seferinde anlamak çok zor..

Umarım Allah herkese , sevdikleri ile doya doya , neşeyle , en önemlisi de sağlıkla bir hayat sürmeyi nasip eder... Bunlar hayatın öğretileri ve bir acı gerçek büyüdüğümüz....

12 Mart 2008 Çarşamba

İyi ki Doğdun Annem :)


Bugün Annemin Doğum Günü !


İyi ki doğdun annem:)


Kardeşim sizde ailecek mart ayını istila etmişiniz , demeyin ....Daha durun bu bişey değil , çünki bahar bizim aileye ait söyliyim..denk gelmiş işte :)


İzmir de olsaydım anneme ne hediye alırdım acaba diye düşündüm sabah. aklıma birtek şey geldi.


Onu sabahtan dışarıya çıkarmak , önce güzel bir sabah yürüyüşü, ardından nefis bir kahvaltı, devamında birer sabah kahvesi ımmmmmmmmmm mis:)

belki biraz mağazaları kurcalayıp , sonrada onun istediği bişeyi satın almak, kendimizi özel hissedebileceğimiz bir cafe bulup orada saatlerce oturmak ve bol bol konuşmak...EVET BOL BOL KONUŞMAK!


İkimizinde son zamanlarda gerçekten ihtiyacı olan şeyin , nedense bu olduğunu hissettim...umarım annemin doğum günü ile ilgili bu hayalimi birgün , özel bir güne denk gelmese de , gerçekleştirebiliriz...yada gerçekleştirebilirim.


Annem , hatun kadın , iyi ki doğdun... bütün çiçekler sana bugün ve hergün:) SENİ ÇOK SEVİYORUM....

4 Mart 2008 Salı

EXPO 2015 İZMİR için ...



EXPO ve İzmir in 2015 adaylığı ile ilgili heyecanımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konu ile ilgili bilgilendirmenin ardından , size vereceğim internet adresinden oylamaya katılırsanız çok sevinirim..İzmir için ülkemiz için bizim için....

EXPO nedir?

Dünyanın kültür, tarih ve eğitim olimpiyatları olarak nitelendirebileceğimiz EXPO’lar, ülkeleri uzmanlaşmış oldukları konulardaki bilgi birikimlerini daha yaşanır bir dünya için paylaşmak üzere bir araya toplar. Burada ürünler değil fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projeler sergilenir.
EXPO, Exposition’ın kısaltmasıdır. Exposition’ın Türkçe karşılığı “Sergi”dir. EXPO’lar, “Dünya Sergisi” ya da “Dünya Fuarı” olarak da adlandırılır.
EXPO’lar birer ticari fuar olmaktan öte eğitsel amaçlı birer tema ve kültür etkinliği olarak anılmaktadır. Bu tema ve kültür etkinlikleri; teknoloji, yenilik ve doğaya uyum gibi evrensel konuları hedef alarak tüm dünya ülkelerinin kültürel mirasları ile geleceğe yönelik beklentilerini harmanlamaya yöneliktir.


İzmir’in EXPO 2015 adaylığı

Farklı kültürler ve dinlerin buluşma noktasında yer alan Türkiye, her zaman Batı ile Doğu ve Kuzey ile Güney arasında bir geçiş noktası oluşturmuştur. Yüzyıllar boyunca değişik etnik gruplara ait ve farklı inanç sistemlerine sahip halklar burada birarada yaşamışlar ve bu sayede, kültürlerarası uyum ve hoşgörü geleneği topraklarımızda kök salmıştır.Sözkonusu geçmişiyle, Türkiye, farklı kültürler arasında anlayış ve dostluğun geliştirilmesini sağlayacak bir ortam yaratılmasına yönelik fikirlerin ve becerilerin ortaya konulması ve kıyaslanması açısından çok uygun bir zemin sunmaktadır.Bu anlayışla, Türk Hükümeti, 2015 Dünya Fuarı için İzmir’in adaylığını “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar ve Herkes İçin Sağlık” teması altında açıklamıştır. Adaylık başvurumuz 3 Mayıs 2006 tarihinde Uluslararası Sergiler Bürosu’na (BIE) iletilmiştir.EXPO adaylık temasının “Sağlık” olarak seçilmiş olması, bilim ve teknolojideki ilerlemelerin yararlarının dünya kamuoyu tarafından daha iyi kavranmasını sağlamak amacını da taşımaktadır. Böylece, bu alandaki BM Binyıl Hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunması da ümit edilmektedir.
Öte yandan, Türkiye’nin tarihi, ticareti ve turizminde özel bir önem ve önceliği bulunan İzmir şehri sözkonusu adaylık için özellikle tercih edilmiştir. Doğal güzellikleri ve Efes, Meryem Ana, Artemis Tapınağı gibi çok sayıda arkeolojik yerleşimleriyle İzmir bölgedeki turizmin merkezi konumundadır. Ayrıca, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri ve ikinci en önemli limanı olan İzmir, sadece ticaret ve endüstrisi ile öne çıkmamaktadır, aynı zamanda Ege bölgesindeki kültürel ve sanatsal etkinliklerin kalbi konumundadır.
Geçmişinde bir çok başarılı fuarlara evsahipliği yapmış olan İzmir, son derece geniş çaplı bir organizasyon olan EXPO için olabilecek en uygun şehirdir. Çok sayıda fuarın ve uluslararası kültürel ve sanatsal etkinliğin yanısıra, İzmir aynı zamanda “2005 Dünya Üniversite Yaz Oyunları”na başarıyla ev sahipliği yapmıştır.
Bir Devlet Projesi olarak kabul edilen EXPO 2015 adaylığına Türk makamları tarafından büyük önem atfedilmektedir. İzmir’in adaylığı, Türk iş ve ekonomi dünyasının, sivil toplum örgütlerinin ve Türk halkının tam desteğine sahiptir.

KONU İLE İLGİLİ BİLGİ ALMAK VE OYLAMAYA KATILMAK İÇİN :

www.infoexpo2015.com adresine tıklayın !

26 Şubat 2008 Salı

Çekirdek Aile !

Yukarıda gördüğünüz çekirdek aile CAN ailesi...
Onlar bir anne bir baba ve onların 3 güzel yavrusundan oluşan, çekirdek aile...
Hayatınız boyunca, böyle bir bağlılık ve birbirine tutkunluk göremeyeceğiniz, enteresan bir aile modeli !
Hani yaşlılar konuşurken hep şunu irdeler ya; '' nerde o eski aile bağları, şu devirde neeeerde''
diye. hala var ! ben bizzat gördüm, yaşadım...ve hatta o ailenin bir parçası oldum, yıllar sonra birgün...

Alttaki resimde, en solda görünen kişi, samiye annem ( kayınvalidem). Cefakar insan...:)
Babacığının elini ne kadarda sıkı tutmuş değil mi? İyi ki de sıkı tutmuş , çünki hayat merdivenlerini çıkarken insan; karşısına nelerin çıkacağını , bu dünyayı ne zaman terk edeceğini , sevdiklerinden ne zaman kopmak zorunda olduğunu bilemez ki...
Bu ailenin tüm fertlerine Allah sağlıklı uzun ömür versin ama dedem, 2001 yılı soğuk kasım ayında bu dünyadan göçen , güzel ve keskin bakışlı hoş sohbet bir ihtiyardı..aile fertlerinin tabiri ile ben malesef onun son demlerine rast gelmişim.
onun yanında annanemiz , ortada dayım ve yanında da en büyükleri teyzemiz...

Annanem , aile içinde hala sözlerine ve kararlarına saygı duyulan ve önemsenen , bana göre ailenin temel taşı...
Dayım; dayım için söylenecek o kadar tatlı cümleler var ki... O gerçekten insanları mutlu etmek için çaba harcayan, ailenin eğlencesi konumunda biri....
Teyzeme gelince...ailenin en büyük çocuğu , hoş sohbet , bu dünyaya güzel imzalar bırakacak , en önemlisi de eğitimcilik ruhunu asla kaybetmeyen ve gözlerini dedemden almış ...

Ben bu aileye 1997 temmuzunda dahil oldum. İyiki de oldum.. Her Çanakkale gezisi bana ayrı bir tad veriyor. Ayrıca bana çok da büyük öğretiler sunuyor...Onları seviyorum:)

18 Şubat 2008 Pazartesi

Sabah kahvaltısında boyoz , tulum peyniri , yumurta ve çay keyfi....İzmir tatilinde yaşanan ilk günün sabahı bu kadar lezzetli olabilirdi heralde!
Günler , haftalar , aylar ve yıllar ne kadar da çabuk geçiveriyor...
Zaman mı daralıyor , ben mi yaşlanıyorum diye düşünürken , imdadıma koşuveren bu nefis kahvaltıyı İzmir' liler çok iyi bilirler.
Tabii gün sadece kahvaltı ile sınırlı kalmadı. O kadar özlemiştim ki; dışarıda bir yerlerde , sıcak mekanlerda , kimsenin etrafı ile ilgilenmediği , kalabalıklar içinde sadece sevdiklerinle kalabildiğin özel yerleri...
Bu yüzden akşamı balık keyfi ile şenlendirmek adına , kendimizi atıverdik balık restoranlardan birine...

Nefis kalamar ziyafetinin ardından gelen dil balığı filetolarımızı ( sıcağı sıcağına , o kadar özlediğimiz her lokmayı sindire sindire yutarken ) afiyetle yedik.


İzmir macerası yeni başladı , daha bizi neler bekliyo diyerek başlayan muhabbetler , eskileri anarak ve annemle babamın gençlik yıllarına döndükleri zamanı yaşayarak ve muessese ikramı kahvelerimizi yudumlarken akşam bitti ... deniz kokusunu içime çekerek evin yolunu tutmak:)
Evet izmir macerası yeni başlıyor...

15 Ocak 2008 Salı

Hayatımın Mektubu !




Mektup yazmanın, artık neredeyse unutulduğu bir dönemdeyiz evet...ama ben hayatımın mektubunu bugün aldım. Hem de daha yazmayı henüz bilmeyen, yaşı minik ama aklı kocaman bir küçük hanımdan...Zeynep cik.


Benim ona seslenmemle ''fındık hanım'' dan...





Hayatımın mektubu demiş miydim?


O güzel ince fikirlerin ve şahane kelimelerin ondan çıktığını görünce hep şaşırırdım ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu...:)




Teşekkür ederim ZEYNEP...Seni çok seviyorum.....



14 Ocak 2008 Pazartesi

Yaşıyorum!

Şu aralar bloğu fazlasıyla ihmal ettiğimin farkındayım
Ama yaşıyorum emin olun....Şimdilik biraz ara vermek istiyorum,sanırım bu sıralarda formda değilim :( görüşeceğiz.... ( beni bekleyin anacımmm!)