Günler , haftalar , aylar ve yıllar ne kadar da çabuk geçiveriyor...
Zaman mı daralıyor , ben mi yaşlanıyorum diye düşünürken , imdadıma koşuveren bu nefis kahvaltıyı İzmir' liler çok iyi bilirler.
Tabii gün sadece kahvaltı ile sınırlı kalmadı. O kadar özlemiştim ki; dışarıda bir yerlerde , sıcak mekanlerda , kimsenin etrafı ile ilgilenmediği , kalabalıklar içinde sadece sevdiklerinle kalabildiğin özel yerleri...
Bu yüzden akşamı balık keyfi ile şenlendirmek adına , kendimizi atıverdik balık restoranlardan birine...
Nefis kalamar ziyafetinin ardından gelen dil balığı filetolarımızı ( sıcağı sıcağına , o kadar özlediğimiz her lokmayı sindire sindire yutarken ) afiyetle yedik.
İzmir macerası yeni başladı , daha bizi neler bekliyo diyerek başlayan muhabbetler , eskileri anarak ve annemle babamın gençlik yıllarına döndükleri zamanı yaşayarak ve muessese ikramı kahvelerimizi yudumlarken akşam bitti ... deniz kokusunu içime çekerek evin yolunu tutmak:)
Evet izmir macerası yeni başlıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder